20 Haziran 2013 Perşembe

SÜREÇ CIRTTT…

Ogün ŞANLI

Yakın tarihimizde yaşanan bazı olayların ya dilimize yeni sözcükleri kattığı veya bazı sözcükleri daha sık kullanmamıza neden olduğu herkesin malumudur.
Bu sözcüklerden Sayın Demirel’in dilimize kazandırdığı ‘dün dündür, bugün bugündür, kimse karnıyla konuşmasın’ ve Sayın Özal tarafından sık sık kullanılan ‘transformasyon, globalleşme, küreselleşme ve mister Bush’ yıllarca herkesin diline pelesenk olan sözcüklerin bazılarıdır.
Irak’ın Kuveyt’i işgal etmeye çalıştığı birinci Körfez krizinde sık sık kullanılan ‘dost kuvvetlerin uçakları bugün Irak hedeflerine toplamda 100 sorti yaptı’ haberlerinde kullanılan ‘sorti’ sözcüğü günlük hayatımızda daha sık kullanılmaya başlanmıştı. Market işleten biraderim akşam bana gülerek ‘abi bugün çekleri ödeyebilmek için bankaya en az 10 sorti yaparak para götürmek zorunda kaldım’ derdi. Yine oturduğumuz apartmanın kapıcısı bana ‘bey herkes ihtiyaçlarını tam ve bir defada bildirmediği için bugün bakkala 20 sorti yaptım dersem yeridir’ diye dert yanardı.
Son İstanbul ve Düzce depreminden sonra her akşam bütün televizyonlarda duymaya başladığımız ‘artçı şok, öncü şok, fay hattı’ terimlerinden artık kına geldiğini hatırlarsınız. Yine her akşam kendi fayını alarak koşar adım kanal kanal dolaşarak kıyametin habercisi numaralarıyla daha sonra bu işten nasıl da köşe oldukları anlaşılan bazı bilim adamlarının bu alışkanlıkları maalesef ki halen devam ediyor.
Bu günlerin vazgeçilmez sözcüğü ‘süreç’ aynen depremleri tartıştığımız günlerde olduğu gibi şimdi de sürecini alan, gazeteci, terör uzmanı, akademisyen, şehirli, kasabalı, köylü, bilen bilmeyen kim varsa herkes bir televizyon veya radyo kanalına koşarak sürece katkıda bulunmaya çalışıyor.
Sürecin sekteye uğramaması lazım, sürece zarar vermemek lazım, süreci çok iyi yönetmek lazım, sürecin uzamaması lazım, sürecin şeffaf yürütülmesi lazım, müzakere süreci, görüşme süreci, Oslo süreci, İmralı süreci, Kandil sürece dahil olmalıdır, savaş süreci, barış süreci, süreci o başlattı, hayır süreci bu başlattı, sürecin frenine basmamak lazım, sürecin pedalına basmak lazım, süreç her ahvali şerde devam edecek vb. Süreç de süreç… Ha babam süreç de babam süreç… Süreç aşağı süreç yukarı…
Tabi bu süreçle yanıp tutuşanların tamamının tuzu kuru olduğu için bunlar bizim gibi şehitlerine sarılarak onları toprağa vermedikleri için ve bunların büyük bir çoğunluğunun temel mesleğinin dün de bugün de hatta yarın da iktidar yalakalığı olduğu için bunların süreciyle bizlerin sürecinin çok farklı olduğunun da bunlar farkında değil. Bunların süreci bekarın eşini boşaması süreci gibi bir şey.
Paris’te 3 PKK’lı terörist kadının suikastı şimdiden süreci provoke etmek için iç ve dış düşmanların faaliyete geçtikleri yönünde yorumlandığı için bu ve benzeri olaylar hazırlıklı olunması gerektiği hatta bundan sonra olabilecek şehitlerin basın ve medyada yer almaması ve bunların büyütülmemesi gerektiği yönünde de telkinde bulunulmaya başlandı. Çünkü her ne kadar PKK yine yol kesip karakol basıp askerlerimizi şehit etse veya köyleri basıp kundaktaki çocukları öldürse bu süreci kesintiye uğratmak için dış güçlerin bir oyunu olarak yorumlanmalı ve üzerine bir bardak su içilmelidir şeklinde fetvalar verilmeye başlandı.
Başlatılan barış sürecinin baltalanmamasına yönelik olarak teröristler için yapılacak cenaze törenlerinde olay çıkmaması için herkes bildiği duaları okudu ve teröristlere yalvararak ‘ne olursunuz ölümüzü öpün. Şayet olay çıkarırsanız vallahi de billahi de size küseriz’ telkininde bulunuldu. ‘Habur sürecinin içine şey yaptınız bari bu süreci temiz bırakın’ diye öğütler de verildi.
Dünyada bir örneği var mı bilmiyorum ama sürece herhangi bir helal gelmemesi için öldürülen teröristlerin cenazeleri milli havayolumuz THY ile taşınarak THY’nin ve onun yöneticilerinin ulusal ve uluslararası başarılarına yeni bir başarı daha eklendi. Hükümetimizin yerel yönetimlere verdiği önem çerçevesinde Diyarbakır Belediyesi’nin tüm imkanları seferber edilerek teröristlerin cenazelerinde hiçbir özveriden kaçınılmadı. Böylece de sürece en üst seviyede katkı sağlanmış olundu.
Birgün ermeni, birgün Kürt, bir başka gün bilmem ne olan bizim bir kısım Türk gazetecileri ve aydınları kendilerini sürece adayarak ve hayatında tek bir şehit cenazesine katılmamışken teröristlerin cenazelerinde en önde saf tutup yürüyerek göz doldurdular.
Tam da bu zındıkların akşam televizyon televizyon dolaşarak kafamızı nasıl ütüleyeceklerini ve sürece nasıl da sıkı sıkıya bağlı olduklarını tüm dünyaya ilan edeceklerini kara kara düşünürken rahmetli Mehmet Ali Brand imdadımıza yetişti. Şu anda bir çok televizyon rahmetli M.A. Brand ile ilgili haberler yaptığı için bizimkilerin kursağında kaldı, biz de bu zulümden kurtulmuş olduk.
İlla da bir muhatap aranıyorsa TBMM’de bu yörenin insanlarından yüzlerce milletvekili ve bu yöredeki yüzlerce sivil toplum örgütü ve binlerce akil adam varken neden başka adresler peşinde koşulur anlamak mümkün değil. Çok yakında sürecimi kimseye kaptırmam savaşlarına şahit olacağımızdan emin olabilirsiniz.
PKK terör sorunuyla Kürt vatandaşlarımızın sorunlarının ayrı ayrı değerlendirilerek çözüm üretilmemesi ve bu sorunun çözümü için şimdi yapıldığı gibi yanlış adresin tercih edilmesi nedeniyledir ki bence daha şimdiden bu süreç cırttt…

Dün Habur’dan giren teröristleri otobüslerin üzerine bindirerek köy köy, kasaba kasaba , şehir şehir dolaştıranlar bu gün de Paris’te öldürülen teröristleri devletin milli bayrak taşıyıcısı THY ye bindirerek şehir şehir daha sonra da ambulanslara bindirerek köy, köy, kasaba kasaba , şehir şehir dolaştırarak onlardan birer kahraman yaratarak süreci bir adım daha ileri taşımışlardır. Bütün bu olup bitenlere süreç uğruna seyirci kalanları tarihe havale ediyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder