20 Haziran 2013 Perşembe

DÜN TSK YARDAKÇILIĞI BUGÜN ASKER DÜŞMANLIĞI

Ogün ŞANLI

Gerek resmi olarak yapılan açıklamalardan gerekse de basından izlediğimiz kadarıyla şu anda içerisinde çok sayıda general ve amiralin de bulunduğu Ergenekon, Balyoz ve Askeri casusluk davası başta olmak üzere 400 muvazzaf ve emekli subayın yaklaşık dört yıldan beri tutuklu bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu askerlerin 250’sinin muvazzaf asker olması ülke güvenliği ile de doğrudan bağlantılı olduğunu düşünüyorum.
Dünyadaki mevcut sorunlu bölgelerin ¾’nün ülkemizin de bulunduğu bu belalı coğrafyada veya ülkemizi de etkileyebilecek bir alanda bulunması ve Orta Doğudaki son gelişmeler de dikkate alındığında bu durumun ülkemiz açısından ne anlama geldiğinin bu konunun uzmanları tarafından tartışılması gerekirken bu konu açıldığında büyük bir çoğunluğun ya susup yere bakması yada ben almayayım kalsın demesi ülkemiz bakımından çok manidardır.
Özellikle de yıllarca terörle mücadele eden ve bu maksatla yıllarca evinden çolundan çocuğundan uzak kalan şu anda onları suçlayanların zevk sefa alemi içerisinde ve sıcak evlerinde uyurken onların dağ başlarında kar kış yağmur demeden ülkenin bölünmemesi için verdikleri mücadeleyi tüm dünya biliyorken bizim bunları görmezlikten gelerek onlara zulüm etmeye ne hakkımız var anlamak mümkün değil.
Çolunun çocuğunun doğumunda yaş gününde bayramda seyranda bile ev yüzü görmeyen bu kahramanları kim neyle suçlarsa suçlasın bunlar bu ülkenin biz mütedeyyin vatandaşları gözünde hep kahraman olarak kalacaktır. Bunları bizim gözümüzde kimse küçük düşüremez bunların tek bir teline helal gelmesine asla ve asla gönlümüz razı gelemez. Bu hep böyle biline. Biz dönüp dolaşıp adaletin yerini bulacağına olan inancımızı hep korumak istiyoruz. Umarız ki bu inancımız sarsılmaz.
Tabi ki bu ülkede her kim suç işlemişse onun yargılanmasına ve gerekli cezai müeyyidenin uygulanmasına kimsenin bir ihtirazı olamaz. Ancak insanları önce içeri koyup sonra da sen bekle ben sana suç bulmaya çalışacağım anlayışının vicdanları yaraladığı da bir gerçek. Bu kadar uzun tutukluluk süresi ve açıklanan gerekçeler bir kısım çevreler hariç kimseyi tatmin etmiş değil.
Bu askerlerin suçlandığı konularda sivil yöneticilerin bu ülkeyi çok kötü yönetmesinin veya bu ülkenin yüzlerce gazetecisi, iş adamı ve aydının bunları teşvik etmesinin hiç mi payı yok? varsa onlar nerede. O gün TSK’ya yardakçılık yapanların ve onların arkasına sığınarak onları iktidara karşı kışkırtanların şimdi de mevcut iktidara yardakçılık yaptığını ve tam tersi İktidarı TSK’ya karşı kışkırttıklarına görmeyecek kadar kör olduğumuz mu sanılıyor.
Televizyonlarda şurasını burasını patlatarak TSK hakkında yalan ve düzmece suçlamalar yapan nevi şahsına münhasır çakma gazeteciler ve medya mensupları biz sizi çok iyi tanıyoruz. Sizin TSK üzerinden mevcut siyasi iktidardan nemalanmaktan başka bir derdiniz olamaz. Sizin Ata babalarınızın da rahmetli Menderesin örtülü ödeneğini tırtıklayıp onun başını belaya soktukları daha yeni umumi efkara açıklandı.
Özellikle de Donanma komutanı Oramiral Nusret Güner’in askeri casusluk
davası sonrası istifa etmesi bu konuyu yeniden gündeme taşımış ve bu olay ordunun üst yönetiminde yeni bir krize neden olurken Sayın Başbakan da önceki gün ‘Terörle mücadele edecek komutan bulamıyoruz’ diyerek konuya yeni bir boyut kazandırmıştır.
Cezaevinden bulunan komutanlar arasında; Emekli Orgeneral İlker Başbuğ (Eski Genelkurmay Başkanı), Emekli Orgeneral Özden Örnek (Eski Deniz Kuvvetleri Komutanı), Emekli Orgeneral İbrahim Fırtına (Eski Hava Kuvvetleri Komutanı), Emekli Orgeneral Şener Eruygur, (Eski Jandarma Genel Komutanı, Emekli Orgeneral Çetin Doğan (Eski 1. Ordu Komutanı), Emekli Orgeneral Hurşit Tolon (Eski 1. Ordu Komutanı), Emekli Orgeneral Ergun Saygun (Eski 1. Ordu Komutanı), Emekli Orgeneral Şükrü Sarıışık (Eski MGK Genel Sekreteri)’nin yanı sıra 36 muvazzaf general ve amiralin de bulunması ve bunların terör örgütüne üye olmaktan yargılanması konusunu bu toplum ileri de doğacak çocuklarına nasıl anlatacak gerçekten de izah edilmesi mümkün olmayan bir durumla karşı karşıyayız. Bu suçlamanın bile çok haysiyet kırıcı olduğu ve suçlananların onurlarını ve gururlarını rencide edici olduğunu anlamak için piskolok olmaya gerek var mı bilmiyorum.
Mahkemeler tarafından açıklanan gerekçelerin tarafları, onların avukatlarını ve bu ülkenin normal vatandaşlarının büyük bir çoğunluğunu tatmin etmemesi, sanıklar hakkında toplanan delillerin büyük bir çoğunluğunun yasal olmayan yollardan elde edilmesi ve sanıklar lehine olabilecek hiçbir delile iddianamede yer verilmemiş olmasının büyük mağduriyetler yarattığı yönünde yaygın kanaat oluşmuştur.
Yöneticilerimiz tarafından sık sık kullanılan ‘falan komutan hani sen falan büyüğümüzü görünce ayağa kalkmamıştın ya, feşmekan komutan hani sen falan devlet büyüğümüzün eşinin elini sıkmamıştan ya, zatı muhterem komutan hani sen MGK Toplantısında bizim elimizi sıkmamıştın ya veya falan adam biraz sözlerine dikkat et o adamda senin gibi konuşuyordu ama şimdi Silivri’de vb’ suçlayıcı açıklamaların da çoğunluğu tatmin etmekten uzak olduğu gibi vicdanları yaraladığından da emin olabilirsiniz. Böyle suç mu olurmuş.
Donanmamızda bulunan gemileri, firkateyinleri ve deniz altılarını turistik amaçlar için kullanamayacağımıza ve terörle mücadeleyi herhangi bir kurum veya kuruluşa taşere edemeyeceğimize göre bizim bu TSK’ya ihtiyacımızın olduğunu düşünüyorum.
Son zamanlarda TSK’nın dünyadaki mevcut orduların tamamıyla her konuda yarışacak uluslararası bir marka haline geldiğini ve bunun da tüm Türk halkı için bir gurur kaynağı olduğunu hepimiz biliyoruz bir kısım çevrelerin ve bilinçli olarak TSK’yı mundar etme çabalarının çok yakında geri tepeceğinden de eminiz.

“Benim suçum ne? Ben neden hapishanedeyim?” feryatlarına ” Bu askerleri kim neden yasalara da aykırı olarak içeride tutuyor?” feryatları da eklenince ortada gizemli bir durumun olduğu, bir gün bu gizemin mutlaka çözüleceği ve her şeyin ortaya saçılacağı günlerin çok yakın olduğunu düşünüyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder