Ogün ŞANLI
Gerek resmi olarak yapılan açıklamalardan gerekse de
basından izlediğimiz kadarıyla şu anda içerisinde çok sayıda general ve
amiralin de bulunduğu Ergenekon, Balyoz ve Askeri casusluk davası başta olmak
üzere 400 muvazzaf ve emekli subayın yaklaşık dört yıldan beri tutuklu
bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu askerlerin 250’sinin muvazzaf asker olması ülke
güvenliği ile de doğrudan bağlantılı olduğunu düşünüyorum.
Dünyadaki mevcut sorunlu bölgelerin ¾’nün ülkemizin de
bulunduğu bu belalı coğrafyada veya ülkemizi de etkileyebilecek bir alanda
bulunması ve Orta Doğudaki son gelişmeler de dikkate alındığında bu durumun
ülkemiz açısından ne anlama geldiğinin bu konunun uzmanları tarafından
tartışılması gerekirken bu konu açıldığında büyük bir çoğunluğun ya susup yere
bakması yada ben almayayım kalsın demesi ülkemiz bakımından çok manidardır.
Özellikle de yıllarca terörle mücadele eden ve bu
maksatla yıllarca evinden çolundan çocuğundan uzak kalan şu anda onları
suçlayanların zevk sefa alemi içerisinde ve sıcak evlerinde uyurken onların dağ
başlarında kar kış yağmur demeden ülkenin bölünmemesi için verdikleri
mücadeleyi tüm dünya biliyorken bizim bunları görmezlikten gelerek onlara zulüm
etmeye ne hakkımız var anlamak mümkün değil.
Çolunun çocuğunun doğumunda yaş gününde bayramda
seyranda bile ev yüzü görmeyen bu kahramanları kim neyle suçlarsa suçlasın
bunlar bu ülkenin biz mütedeyyin vatandaşları gözünde hep kahraman olarak
kalacaktır. Bunları bizim gözümüzde kimse küçük düşüremez bunların tek bir
teline helal gelmesine asla ve asla gönlümüz razı gelemez. Bu hep böyle biline.
Biz dönüp dolaşıp adaletin yerini bulacağına olan inancımızı hep korumak
istiyoruz. Umarız ki bu inancımız sarsılmaz.
Tabi ki bu ülkede her kim suç işlemişse onun
yargılanmasına ve gerekli cezai müeyyidenin uygulanmasına kimsenin bir ihtirazı
olamaz. Ancak insanları önce içeri koyup sonra da sen bekle ben sana suç
bulmaya çalışacağım anlayışının vicdanları yaraladığı da bir gerçek. Bu kadar
uzun tutukluluk süresi ve açıklanan gerekçeler bir kısım çevreler hariç kimseyi
tatmin etmiş değil.
Bu askerlerin suçlandığı konularda sivil yöneticilerin
bu ülkeyi çok kötü yönetmesinin veya bu ülkenin yüzlerce gazetecisi, iş adamı
ve aydının bunları teşvik etmesinin hiç mi payı yok? varsa onlar nerede. O gün
TSK’ya yardakçılık yapanların ve onların arkasına sığınarak onları iktidara
karşı kışkırtanların şimdi de mevcut iktidara yardakçılık yaptığını ve tam
tersi İktidarı TSK’ya karşı kışkırttıklarına görmeyecek kadar kör olduğumuz mu
sanılıyor.
Televizyonlarda şurasını burasını
patlatarak TSK hakkında yalan ve düzmece suçlamalar yapan nevi şahsına münhasır
çakma gazeteciler ve medya mensupları biz sizi çok iyi tanıyoruz. Sizin TSK
üzerinden mevcut siyasi iktidardan nemalanmaktan başka bir derdiniz olamaz.
Sizin Ata babalarınızın da rahmetli Menderesin örtülü ödeneğini tırtıklayıp onun başını belaya soktukları daha yeni umumi efkara açıklandı.
Özellikle de Donanma komutanı Oramiral Nusret Güner’in
askeri casusluk
davası sonrası istifa etmesi bu konuyu yeniden gündeme taşımış ve bu olay ordunun üst yönetiminde yeni bir krize neden olurken Sayın Başbakan da önceki gün ‘Terörle mücadele edecek komutan bulamıyoruz’ diyerek konuya yeni bir boyut kazandırmıştır.
davası sonrası istifa etmesi bu konuyu yeniden gündeme taşımış ve bu olay ordunun üst yönetiminde yeni bir krize neden olurken Sayın Başbakan da önceki gün ‘Terörle mücadele edecek komutan bulamıyoruz’ diyerek konuya yeni bir boyut kazandırmıştır.
Cezaevinden bulunan komutanlar arasında; Emekli
Orgeneral İlker Başbuğ (Eski Genelkurmay Başkanı), Emekli Orgeneral Özden Örnek
(Eski Deniz Kuvvetleri Komutanı), Emekli Orgeneral İbrahim Fırtına (Eski Hava
Kuvvetleri Komutanı), Emekli Orgeneral Şener Eruygur, (Eski Jandarma Genel
Komutanı, Emekli Orgeneral Çetin Doğan (Eski 1. Ordu Komutanı), Emekli
Orgeneral Hurşit Tolon (Eski 1. Ordu Komutanı), Emekli Orgeneral Ergun Saygun
(Eski 1. Ordu Komutanı), Emekli Orgeneral Şükrü Sarıışık (Eski MGK Genel
Sekreteri)’nin yanı sıra 36 muvazzaf general ve amiralin de bulunması ve
bunların terör örgütüne üye olmaktan yargılanması konusunu bu toplum ileri de
doğacak çocuklarına nasıl anlatacak gerçekten de izah edilmesi mümkün olmayan
bir durumla karşı karşıyayız. Bu suçlamanın bile çok haysiyet kırıcı olduğu ve
suçlananların onurlarını ve gururlarını rencide edici olduğunu anlamak için
piskolok olmaya gerek var mı bilmiyorum.
Mahkemeler tarafından açıklanan gerekçelerin
tarafları, onların avukatlarını ve bu ülkenin normal vatandaşlarının büyük bir
çoğunluğunu tatmin etmemesi, sanıklar hakkında toplanan delillerin büyük bir
çoğunluğunun yasal olmayan yollardan elde edilmesi ve sanıklar lehine
olabilecek hiçbir delile iddianamede yer verilmemiş olmasının büyük mağduriyetler
yarattığı yönünde yaygın kanaat oluşmuştur.
Yöneticilerimiz tarafından sık sık kullanılan ‘falan
komutan hani sen falan büyüğümüzü görünce ayağa kalkmamıştın ya, feşmekan
komutan hani sen falan devlet büyüğümüzün eşinin elini sıkmamıştan ya, zatı
muhterem komutan hani sen MGK Toplantısında bizim elimizi sıkmamıştın ya veya
falan adam biraz sözlerine dikkat et o adamda senin gibi konuşuyordu ama şimdi
Silivri’de vb’ suçlayıcı açıklamaların da çoğunluğu tatmin etmekten uzak olduğu
gibi vicdanları yaraladığından da emin olabilirsiniz. Böyle suç mu olurmuş.
Donanmamızda bulunan gemileri, firkateyinleri ve deniz
altılarını turistik amaçlar için kullanamayacağımıza ve terörle mücadeleyi
herhangi bir kurum veya kuruluşa taşere edemeyeceğimize göre bizim bu TSK’ya ihtiyacımızın
olduğunu düşünüyorum.
Son zamanlarda TSK’nın dünyadaki mevcut orduların
tamamıyla her konuda yarışacak uluslararası bir marka haline geldiğini ve bunun
da tüm Türk halkı için bir gurur kaynağı olduğunu hepimiz biliyoruz bir kısım
çevrelerin ve bilinçli olarak TSK’yı mundar etme çabalarının çok yakında geri
tepeceğinden de eminiz.
“Benim suçum ne? Ben neden
hapishanedeyim?” feryatlarına ” Bu askerleri kim neden yasalara da aykırı
olarak içeride tutuyor?” feryatları da eklenince ortada gizemli bir durumun
olduğu, bir gün bu gizemin mutlaka çözüleceği ve her şeyin ortaya saçılacağı
günlerin çok yakın olduğunu düşünüyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder