Lübnan’da THY’nin iki pilotunun
kaçırılmasının Türk sivil havacılığına yapılmış yasa dışı müdahale olduğunu ve Lübnan’a
yaptırım gerektirdiğini iddia etti.
THY pilotlarının Lübnan’da kaçırılması ile ilgili farklı bir iddia ortaya
atıldı. SHGM eski Genel Müdür Yardımcısı Oktay Erdağı, pilotların
kaçırılmasından sonra Lübnan’a yaptırım uygulanması gerektiğini kaydederek, “
Her ülkenin hava aracı ve onun mürettebatı bir başka ülkeye giderken gittiği
ülkenin, Birleşmiş Milletlerin (BM) ve BM’nin bir alt kuruluşu olan
Uluslararası Sivil Havacılık Örgütü ICAO’nun güvencesi ve teminatı altında
gitmektedir. Gerek her iki ülkenin tarafı olduğu başta Şikago Konvansiyonu ve
diğer uluslararası sözleşmeler ve gerekse de iki ülke arasındaki mevcut ikili
hava ulaştırma anlaşması Lübnan’a sefer yapan başta THY olmak üzere tüm Türk
hava araçlarının ve bunların mürettebatlarının güvenliğinin sağlanması
konusunda Lübnan’ın sorumluluklarını çok açık olarak belirlemiştir” dedi.
Erdağı, ICAO’nun ülkeler arasında yapılan hava ulaştırma anlaşmalarında yer
alan sorumluluk maddelerini sıraladı ve bu sorumlulukların yerine
getirilmesinin evrensel bir kural olduğunu kaydetti.
İşte Erdağı’nın iddiasına dayanak olarak
gösterdiği o maddeler:
1. Akit Taraflar,
uluslararası hukuka göre mevcut hak ve yükümlülüklerine uygun olarak, sivil
havacılık güvenliğinin yasadışı müdahalelere karşı korunması amacıyla
birbirlerine karşı üstlendikleri yükümlülüğün, bu anlaşmanın ayrılmaz bir
parçasını teşkil ettiğini teyit ederler. Akit taraflar, uluslararası hukuka
göre mevcut haklarının ve yükümlülüklerinin genel niteliklerini
kısıtlamaksızın, özellikle 14 Eylül 1963 tarihinde Tokyo’da imzalanan Hava
araçlarında İşlenen Suçlar ve Diğer Bazı Eylemlere ilişkin Sözleşme, 16 Aralık
1970 tarihinde Lahey’de imzalanan Hava araçlarının Yasadışı Yollarla Ele
Geçirilmesinin Önlenmesine İlişkin Sözleşme, 23 Eylül 1971 tarihinde
Montreal’de imzalanan Sivil Havacılık Güvenliğine Karşı İşlenen Suçların
Önlenmesine ilişkin Sözleşme ve 24 Şubat 1988 tarihinde Montreal’de imzalanan
Uluslararası Sivil Havacılığa Hizmet Veren Hava Limanlarında Yasadışı Şiddet
Eylemlerinin Önlenmesine ilişkin Protokol, 1 Mart 1991’de Montreal’de imzalanan
Plastik Patlayıcıların Teşhisi Amacıyla İşaretlenmesi Sözleşmesi veya Akit
Tarafların taraf oldukları sivil havacılık güvenliğine ilişkin diğer herhangi
bir sözleşme hükümlerine uygun hareket edeceklerdir.
2. Akit Taraflar; sivil hava aracının yasadışı yollarla ele geçirilmesini önlemek, bu hava aracının, yolcularının ve mürettebatının, havaalanlarının ve hava seyrüsefer tesislerinin emniyetine karşı diğer yasadışı eylemleri ve sivil havacılığın güvenliğine ilişkin diğer herhangi bir tehdidi bertaraf etmek üzere, talep halinde birbirlerine gerekli her türlü yardımda bulunacaklardır.
2. Akit Taraflar; sivil hava aracının yasadışı yollarla ele geçirilmesini önlemek, bu hava aracının, yolcularının ve mürettebatının, havaalanlarının ve hava seyrüsefer tesislerinin emniyetine karşı diğer yasadışı eylemleri ve sivil havacılığın güvenliğine ilişkin diğer herhangi bir tehdidi bertaraf etmek üzere, talep halinde birbirlerine gerekli her türlü yardımda bulunacaklardır.
3. Akit Taraflar
karşılıklı ilişkilerinde, Akit Taraflara uygulanabilir olduğu ölçüde, ICAO
tarafından konulan ve Uluslararası Sivil Havacılık Sözleşmesine Ek olarak kabul
edilen tüm havacılık güvenliği standartlarına ve tavsiye edilen uygulamalara
uygun olarak hareket edeceklerdir. Akit Taraflar, kendi tescilindeki hava aracı
işletmecilerinin veya işyeri merkezi ülkelerinde bulunan veya ülkelerinde
sürekli mukim olan hava aracı işletmecilerinin ve ülkelerindeki havaalanı
işletmecilerinin Akit Tarafları bağlayan bu tür havacılık güvenliği hükümlerine
uygun hareket etmelerini talep edeceklerdir.
4. Akit Taraflardan her
biri; söz konusu hava aracı işletmecilerinin, diğer Akit Tarafın ülkesine giriş
için, bu ülkeden çıkış için veya bu ülkede kalınan süre zarfında diğer Akit
Tarafça, yukarıda yer alan (3.) paragrafta atıf yapılan havacılık güvenliği
hükümlerine uymalarının istenebileceği hususunda mutabıktır. Akit Taraflardan
her biri, kendi ülkesinde hava aracının güvenliğinin sağlanması, yolcuların,
mürettebatın el bagajlarının, genel bagajın, kargo ve hava aracı levazımatının
yükleme ve boşaltma öncesinde ve sırasında kontrolü amacıyla yeterli
tedbirlerin alınmasını ve etkin şekilde uygulanmasını sağlayacaktır. Akit
Taraflardan her biri, belirli bir tehdidin bertaraf edilmesi amacıyla diğer
Akit Tarafın makul özel güvenlik tedbirleri alınması yolunda yapacağı herhangi
bir talebi olumlu şekilde dikkate alacaktır.
5. Sivil hava aracının yasadışı yollarla ele geçirilmesi olayı veya bu doğrultuda bir tehdidin vuku bulması veya bu hava aracının, hava aracının yolcularının ve mürettebatının, havaalanlarının veya hava seyrüsefer tesislerinin emniyetine yönelik diğer yasadışı müdahalelerin meydana gelmesi halinde Akit Taraflar, haberleşmede ve bu tür bir olayın veya olay tehdidinin insan hayatı konusunda riski asgariye indirmek suretiyle süratli ve emniyetli biçimde sona erdirilmesini amaçlayan diğer uygun tedbirlerin alınmasında kolaylık sağlayarak birbirlerine yardımcı olacaklardır.
5. Sivil hava aracının yasadışı yollarla ele geçirilmesi olayı veya bu doğrultuda bir tehdidin vuku bulması veya bu hava aracının, hava aracının yolcularının ve mürettebatının, havaalanlarının veya hava seyrüsefer tesislerinin emniyetine yönelik diğer yasadışı müdahalelerin meydana gelmesi halinde Akit Taraflar, haberleşmede ve bu tür bir olayın veya olay tehdidinin insan hayatı konusunda riski asgariye indirmek suretiyle süratli ve emniyetli biçimde sona erdirilmesini amaçlayan diğer uygun tedbirlerin alınmasında kolaylık sağlayarak birbirlerine yardımcı olacaklardır.
6. Her bir Akit Taraf,
kalkışı insan hayatını korumak için gerekli olmadıkça, kendi ülkesine iniş
yapmış olan yasadışı yollarla ele geçirilmiş veya diğer yasadışı müdahale
eylemlerine maruz kalmış bir hava aracının, uygun olduğu takdirde, yerde
kalmasını sağlamak üzere gerekli önlemleri alacaktır. Mümkün olduğu durumlarda
bu tip önlemler karşılıklı istişare temelinde alınacaktır.
Erdağı sözlerine şöyle devam etti:
“Bütün bu uluslar arası kurallara rağmen THY’nin kaçırılmış bulunan
pilotları sorunun Dışişleri Bakanlığımız tarafından BM, SHGM tarafından ICAO,
THY tarafından IATA ve TALPA tarafından IFALPA gündemine taşınarak gerekli olan
uluslar arası duyarlılığı yaratamamış olmasını devletimizin büyük bir eksikliği
olarak gördüğümü ifade etmek isterim. Bölgesinde büyük bir güç olan Türkiye’nin
iki pilotunun haftalar önce kaçırılmış olmasına rağmen ilgili kurum veya
kuruluşları harekete geçirememiş olmasını üzüntüyle karşılıyorum. Büyük ülkenin
Dışişleri Bakanlığı, Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü ve Milli Hava Yolu olmanın
da büyük sorumluluklarının olduğunun bilinmesi gerekir diye düşünüyorum.
Türkiye’nin ve onun ilgili kurumlarının bu olay karşısında aciz duruma düşmüş
havası vermesini içimize sindirmemiz mümkün değildir. Derhal söz konusu
Uluslararası kuruluşlar devreye sokulmalı ve uluslararası sorumluluklarını
yerine getirmediği için Lübnan gerekli cezai müeyyide uygulanmalıdır.”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder