7 Şubat 2013 Perşembe

TÜRKİYE, MRO'DA BÖLGESEL GÜÇ OLABİLİR Mİ?



Türkiye Hava Aracı Bakım, Onarım ve Yenileme Hizmetlerinde Bölgesel Bir Güç Olabilir mi? (1)

Havacılık endüstrisindeki  hızlı gelişmelere paralel olarak, hava araçlarının imalatı, bakımı, onarımı,  modifikasyonu ve sistem entegrasyonu gibi konularda da, can ve mal emniyeti ile uçuş emniyetinin en üst seviyede sağlanabilmesi için çok büyük ilerlemeler kaydedilmiştir. 

Özellikle 1970’li yıllardan başlayarak, gerek uluslararası sivil havacılık kuruluşları ve ülke sivil havacılık otoritelerinin gerekse uçak imalatçısı firmalarının sıfır kaza riskini hedef alarak yasal düzenlemeler yapmaları ve buna göre bakım programları yayınlamaları sebebiyle, tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de hava aracı bakım, onarım ve yenileme hizmetleri büyük önem kazandı. Bunun sonucu olarak da dünyadaki hava aracı kazalarında teknik nedenler % 10’un altına indi. Hiç tartışmasız dünyanın en emniyetli ulaşımının, hava yolu ulaşımı olduğu istatistiklerle doğrulanmış bir gerçektir.  

Ülke sivil havacılık otoritelerinin her geçen gün uçakların emniyeti ve uçuşa elverişliliğinde daha  etkin olması, buna ilave olarak 1996 yılından itibaren uygulanmaya başlanan Avrupa havaalanlarına iniş kalkış yapan yabancı uçakların emniyetini izleme programı   çercevesinde yapılan SAFA denetimleri, başta wet leas olmak üzere çeşitli kiralamalar veya bazı hizmet alımı veya satımı nedeniyle yapılan kalite ve teknik denetimler, uçuş emniyetini şeffaflaştırmış ve  hava yolu işletmeleri, uçuş emniyetine dolayısıyla da uçakların bakımına daha çok önem vermek zorunda kalmışlardır.

Bakım; “hava aracının tasarımındaki güvenirliliğini sürekli korumak amacıyla, uçuşa elverişliliğinden ve emniyetinden emin olmak için, hava aracına yapılan, servis, modifikasyon, tamir, yenileme, değiştirme, test ve kontrol işlemlerinin tamamıdır. 

Havacılıkta çok farklı uzmanlıklara sahip insan kaynağı ve teknolojiler gerektiren farklı ağırlıklara haiz  bakımlar mevcuttur.

Günümüzde hava araçlarına yönelik bakımlar; Hat Bakım ve Ana (ağır) Bakım, alt sistemlere yönelik bakımları ise; Komponent Bakımı ve Motor Bakımı  olarak sınıflandırılabilir. 

Bakım sektöründe; uçak ve motor üreticileri, hava yolu işletmeleri (kullanıcılar), bağımsız hizmet sağlayıcıları (MRO), yedek parça (komponent ve malzeme) üreticileri ve tedarikçiler en önemli oyuncular olarak hizmet yürütmektedirler. 

Havayolu şirketlerinin işletme giderlerinin %10-%13 civarında bir kısmını bakım giderleri oluşturmaktadır. Bu oran, havayolu işletiminde yakıt giderinden sonraki en büyük giderdir. Bakım giderlerinin içerisinde,  motor bakımı %30, ana bakım, hat bakımı ve komponent bakımı % 60, modifikasyonlar ise % 10’luk kısmı teşkil etmektedir. 

1990 yılı başlarında 20 milyar dolar olan havacılık bakım onarım hizmet pazarının, 2002 yılında 37.8 milyar dolar, 2007 yılında 50.8 milyar dolar olarak gerçekleşmiş olup, 2012 yılında 61.7 milyar dolara, 2015 yılında ise 70 milyar dolara ulaşacağı ön görülmektedir. Bu pazarın her yıl yaklaşık %5 büyümeye devam edeceği tahmin edilmektedir.

Dünyada bakım pazarı dağılımı; Orta ve Güney Amerika %7, Afrika ve Orta Doğu %10, Asya %17, Avrupa %21 ve Kuzey Amerika’da %45 olarak gerçekleşmektedir.

2025 yılına kadar küresel havayolu trafiğinin yıllık ortalama %6 oranında artacağı, yolcu rotalarında mevcut frekansın ikiye katlanacağı, mevcut 18 bin olan yolcu ve kargo uçak sayısının 33 bin 500’e ulaşacağı ve 2029 yılına kadar  toplam değeri 3.2 trilyon doları bulan  yeni 26 bin yolcu ve kargo uçağı teslimatının yapılacağı öngörülmektedir. Dünyadaki ve bölgemizdeki uçak sayısındaki artışa  paralel olarak bakım, onarım ve yenileme pazarı da bu oranda büyüyecektir. 

Ülkelerin kısıtlı kaynaklarının daha optimum kullanılması gerekliliği, yeni uçak alımı yerine mevcut uçakların yenilenmesinin ve modernizasyonun tercih edilmesine sebep olmaktadır. 2020 yılına kadar yaklaşık 3.200 adet uçağın yenilenerek filolara tekrar kazandırılması planlanmaktadır. 

Başta Türkiye’nin de 1945 yılında kurucu üyesi olduğu, Uluslararası Sivil Havacılık Örgütü (ICAO) ve 1996 yılında aday, 2001 yılında tam üyesi olduğumuz Avrupa Havacılık Otoritesi, JAA/EASA gibi uluslararası sivil havacılık kuruluşları olmak üzere ve ABD Sivil Havacılık İdaresi FAA tarafından getirilen yeni düzenlemeler, eski tip uçakların çoğunun özellikle aviyonik ve motor modernizasyonunu gerektirmektedir.

Uçuş emniyetine giderek artan ölçüde verilen önem, mevcut uçakların her geçen  gün yaşlanması nedeniyle bu uçakların performansının yükseltilmesi talebi,  uçuş menzillerinin arttırılması veya yakıt tasarrufunun yükseltilmesi,  uçakların emisyonunun değiştirilmesi veya değerinin yükseltilmesi ve maliyetlerin düşürülmesi gibi ihtiyaçlar yenileme talebini artırmaktadır.

Ayrıca hava kargo taşımacılığındaki gelişmeye paralel olarak yolcu uçaklarını kargo uçaklarına dönüştürme sektörü de gelişme göstermektedir. Uluslararası Hava Taşımacılar Birliği (IATA) tarafından yapılan tahminlere göre hava kargo taşımacılığı önümüzdeki 20 yıllık süreçte  yılda ortalama % 6,4 oranında büyüyecektir. Bu artışın bir sonucu olarak da yaklaşık 2.600 adet yolcu uçağının kargo uçağına dönüştürülmesi beklenmektedir. 

Havacılık sektöründe yaşanan serbestleşme, artan rekabet ve her geçen gün sayısı hızla artan düşük maliyetli havayollarının uyguladığı esnek fiyat politikaları nedeniyle havacılık endüstrisindeki dev hava yollarından küçük ve orta ölçekli hava yollarına kadar mekan ve ülke tanımaksızın en yoğun stratejik ittifakların ve birleşmelerin yaşandığı günümüzde küresel sivil havacılık sektörünün haritası ve niteliği değişmeye başlamıştır.

Havacılık sektöründe zaman ve hız faktörünün küreselleşme gereği giderek  daha  da önem kazanması nedeniyle, başta düşük fiyatlı (low cost) taşımacılık yapan havayolu taşıyıcıları olmak üzere işletmeler, uçaklarının bakımı da dahil yerde kalma sürelerini (TAT) her geçen gün azaltmaktadır. Bunun sonucu olarak da yeni bir konsept olarak işletmeler, filolarında bulunan uçakların C bakımında yapılması gereken bakımlarının bir çoğunu, ülke sivil havacılık otoritelerinin de onayını alarak, A bakımlarına hatta günlük bakımlarının içerisine yayarak C bakım sürelerini kısaltma yoluna gitmektedirler. İnanması güç ama bir çok düşük fiyatlı havayolu işletmesinin C bakımlarında yerde kalma süreleri (TAT) 3 güne düşürülmüştür. Tüm bu gelişmeler dikkate alındığında  ülkemizdeki bakım kuruluşlarının kurumsallaşarak küreselleşmeleri ve nitelikli iş gücüne daha çok önem vermelerinin kaçınılmaz gerekliliği ortaya çıkmaktadır.

Havacılık sektöründe yaşanan satın alma ve birleşmeler veya stratejik iş ortaklıklarının bakım kuruluşlarını da  yakinen etkilediği bilinmektedir. Bunun sonucu olarak özellikle son 20 yıl içerisinde bakım sektöründe yer alma şekilleri zamanla değişmekte ve bu pazardaki değişimin hızı her geçen gün artmaktadır.

Ortak girişimler, günümüzde rekabet edebilirlik ve etkin maliyet arayışındaki firmalar için etkili bir yöntem haline gelmiştir. Ortak girişimlerle işletmeler; riski dağıtma, yeni ve bilinmeyen pazarlara girme, teknik bilgi birikimini genişletme olanaklarına sahip olmakta ve başta bakım, yakıt, yer hizmetleri, ikram, yedek parça ve reservasyon sistemi  olmak üzere ortak hizmet ve mal satın alma yöntemiyle  rekabet güçlerini artırmaktadırlar.

Önceleri sadece pazarlama ve kod paylaşımı konularında ağırlıklı olarak ticari konularda  işbirliği içerisinde olan hava yolu işletmeleri küresel işbirliği programları günümüzde bakım ve diğer teknik konulardaki  ihtiyaçları için de işbirliklerine büyük önem vermektedir.

Havayolu işletmeleri günümüzde, kendi bünyelerinde bakım onarım  gerçekleştirmektense bu hizmeti daha çok bakım kuruluşlarından satın alma yöntemiyle temin etme yoluna gitmektedirler. Bu gelişme  sonucu  dünya bakım onarım sektöründe bakım kuruluşlarının payı her geçen gün  artmaktadır. Havayolu işletmelerinin  bünyesindeki bakım onarım merkezlerinin sayısı ise  azalmaktadır. Hatta yaşanan yoğun rekabet nedeniyle işletmeler, uçak hat bakım hizmetlerini de bakım kuruluşlarından satın alarak işletme giderlerini düşürme yolunu seçmektedir. Ayrıca uçak motor üreticisi firmalar da en geç 2025 yılına kadar işlerinin %75’ini tedarikçilere devretmeyi planlamaktadır. 

Dünya bakım pazarının %36’sınin Türkiye’ye yaklaşık 3,5 saat uçuş mesafesinde olması, bölgede yaklaşık 5.000 uçağın bulunması ve bu pazarın yılda 15-18 milyar dolar olması nedeniyle ülkemizin uçak bakım, onarım ve yenileme hizmetleri  konusunda bölgesel bir  güç olmasının  önemini artırmaktadır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder