Türkiye Hava Aracı Bakım, Onarım ve Yenileme Hizmetlerinde Bölgesel Bir Güç
Olabilir mi? (1)
Havacılık endüstrisindeki hızlı gelişmelere paralel olarak, hava
araçlarının imalatı, bakımı, onarımı, modifikasyonu ve sistem
entegrasyonu gibi konularda da, can ve mal emniyeti ile uçuş emniyetinin en üst
seviyede sağlanabilmesi için çok büyük ilerlemeler kaydedilmiştir.
Özellikle 1970’li yıllardan başlayarak, gerek uluslararası sivil havacılık
kuruluşları ve ülke sivil havacılık otoritelerinin gerekse uçak imalatçısı
firmalarının sıfır kaza riskini hedef alarak yasal düzenlemeler yapmaları ve
buna göre bakım programları yayınlamaları sebebiyle, tüm dünyada olduğu gibi
ülkemizde de hava aracı bakım, onarım ve yenileme hizmetleri büyük önem
kazandı. Bunun sonucu olarak da dünyadaki hava aracı kazalarında teknik
nedenler % 10’un altına indi. Hiç tartışmasız dünyanın en emniyetli ulaşımının,
hava yolu ulaşımı olduğu istatistiklerle doğrulanmış bir gerçektir.
Ülke sivil havacılık otoritelerinin her geçen gün uçakların emniyeti ve
uçuşa elverişliliğinde daha etkin olması, buna ilave olarak 1996 yılından
itibaren uygulanmaya başlanan Avrupa havaalanlarına iniş kalkış yapan yabancı
uçakların emniyetini izleme programı çercevesinde yapılan SAFA
denetimleri, başta wet leas olmak üzere çeşitli kiralamalar veya bazı hizmet
alımı veya satımı nedeniyle yapılan kalite ve teknik denetimler, uçuş
emniyetini şeffaflaştırmış ve hava yolu işletmeleri, uçuş emniyetine
dolayısıyla da uçakların bakımına daha çok önem vermek zorunda kalmışlardır.
Bakım; “hava aracının tasarımındaki güvenirliliğini sürekli
korumak amacıyla, uçuşa elverişliliğinden ve emniyetinden emin olmak için, hava
aracına yapılan, servis, modifikasyon, tamir, yenileme, değiştirme, test ve
kontrol işlemlerinin tamamıdır.
Havacılıkta çok farklı uzmanlıklara sahip insan kaynağı ve teknolojiler
gerektiren farklı ağırlıklara haiz bakımlar mevcuttur.
Günümüzde hava araçlarına yönelik bakımlar; Hat Bakım ve Ana (ağır) Bakım,
alt sistemlere yönelik bakımları ise; Komponent Bakımı ve Motor Bakımı
olarak sınıflandırılabilir.
Bakım sektöründe; uçak ve motor üreticileri, hava yolu işletmeleri
(kullanıcılar), bağımsız hizmet sağlayıcıları (MRO), yedek parça (komponent ve
malzeme) üreticileri ve tedarikçiler en önemli oyuncular olarak hizmet
yürütmektedirler.
Havayolu şirketlerinin işletme giderlerinin %10-%13 civarında bir kısmını
bakım giderleri oluşturmaktadır. Bu oran, havayolu işletiminde yakıt giderinden
sonraki en büyük giderdir. Bakım giderlerinin içerisinde, motor bakımı
%30, ana bakım, hat bakımı ve komponent bakımı % 60, modifikasyonlar ise %
10’luk kısmı teşkil etmektedir.
1990 yılı başlarında 20 milyar dolar olan havacılık bakım onarım hizmet
pazarının, 2002 yılında 37.8 milyar dolar, 2007 yılında 50.8 milyar dolar
olarak gerçekleşmiş olup, 2012 yılında 61.7 milyar dolara, 2015 yılında ise 70
milyar dolara ulaşacağı ön görülmektedir. Bu pazarın her yıl yaklaşık %5
büyümeye devam edeceği tahmin edilmektedir.
Dünyada bakım pazarı dağılımı; Orta ve Güney Amerika %7, Afrika ve Orta
Doğu %10, Asya %17, Avrupa %21 ve Kuzey Amerika’da %45 olarak
gerçekleşmektedir.
2025 yılına kadar küresel havayolu trafiğinin yıllık ortalama %6 oranında
artacağı, yolcu rotalarında mevcut frekansın ikiye katlanacağı, mevcut 18 bin
olan yolcu ve kargo uçak sayısının 33 bin 500’e ulaşacağı ve 2029 yılına kadar
toplam değeri 3.2 trilyon doları bulan yeni 26 bin yolcu ve kargo
uçağı teslimatının yapılacağı öngörülmektedir. Dünyadaki ve bölgemizdeki uçak
sayısındaki artışa paralel olarak bakım, onarım ve yenileme pazarı da bu
oranda büyüyecektir.
Ülkelerin kısıtlı kaynaklarının daha optimum kullanılması gerekliliği, yeni
uçak alımı yerine mevcut uçakların yenilenmesinin ve modernizasyonun tercih
edilmesine sebep olmaktadır. 2020 yılına kadar yaklaşık 3.200 adet uçağın
yenilenerek filolara tekrar kazandırılması planlanmaktadır.
Başta Türkiye’nin de 1945 yılında kurucu üyesi olduğu, Uluslararası Sivil
Havacılık Örgütü (ICAO) ve 1996 yılında aday, 2001 yılında tam üyesi olduğumuz
Avrupa Havacılık Otoritesi, JAA/EASA gibi uluslararası sivil havacılık kuruluşları
olmak üzere ve ABD Sivil Havacılık İdaresi FAA tarafından getirilen yeni
düzenlemeler, eski tip uçakların çoğunun özellikle aviyonik ve motor
modernizasyonunu gerektirmektedir.
Uçuş emniyetine giderek artan ölçüde verilen önem, mevcut uçakların her
geçen gün yaşlanması nedeniyle bu uçakların performansının yükseltilmesi
talebi, uçuş menzillerinin arttırılması veya yakıt tasarrufunun
yükseltilmesi, uçakların emisyonunun değiştirilmesi veya değerinin
yükseltilmesi ve maliyetlerin düşürülmesi gibi ihtiyaçlar yenileme talebini
artırmaktadır.
Ayrıca hava kargo taşımacılığındaki gelişmeye paralel olarak yolcu
uçaklarını kargo uçaklarına dönüştürme sektörü de gelişme göstermektedir.
Uluslararası Hava Taşımacılar Birliği (IATA) tarafından yapılan tahminlere göre
hava kargo taşımacılığı önümüzdeki 20 yıllık süreçte yılda ortalama % 6,4
oranında büyüyecektir. Bu artışın bir sonucu olarak da yaklaşık 2.600 adet
yolcu uçağının kargo uçağına dönüştürülmesi beklenmektedir.
Havacılık sektöründe yaşanan serbestleşme, artan rekabet ve her geçen gün
sayısı hızla artan düşük maliyetli havayollarının uyguladığı esnek fiyat
politikaları nedeniyle havacılık endüstrisindeki dev hava yollarından küçük ve
orta ölçekli hava yollarına kadar mekan ve ülke tanımaksızın en yoğun stratejik
ittifakların ve birleşmelerin yaşandığı günümüzde küresel sivil havacılık
sektörünün haritası ve niteliği değişmeye başlamıştır.
Havacılık sektöründe zaman ve hız faktörünün küreselleşme gereği giderek
daha da önem kazanması nedeniyle, başta düşük fiyatlı (low cost)
taşımacılık yapan havayolu taşıyıcıları olmak üzere işletmeler, uçaklarının
bakımı da dahil yerde kalma sürelerini (TAT) her geçen gün azaltmaktadır. Bunun
sonucu olarak da yeni bir konsept olarak işletmeler, filolarında bulunan
uçakların C bakımında yapılması gereken bakımlarının bir çoğunu, ülke sivil
havacılık otoritelerinin de onayını alarak, A bakımlarına hatta günlük
bakımlarının içerisine yayarak C bakım sürelerini kısaltma yoluna
gitmektedirler. İnanması güç ama bir çok düşük fiyatlı havayolu işletmesinin C
bakımlarında yerde kalma süreleri (TAT) 3 güne düşürülmüştür. Tüm bu gelişmeler
dikkate alındığında ülkemizdeki bakım kuruluşlarının kurumsallaşarak
küreselleşmeleri ve nitelikli iş gücüne daha çok önem vermelerinin kaçınılmaz
gerekliliği ortaya çıkmaktadır.
Havacılık sektöründe yaşanan satın alma ve birleşmeler veya stratejik iş
ortaklıklarının bakım kuruluşlarını da yakinen etkilediği bilinmektedir.
Bunun sonucu olarak özellikle son 20 yıl içerisinde bakım sektöründe yer alma
şekilleri zamanla değişmekte ve bu pazardaki değişimin hızı her geçen gün
artmaktadır.
Ortak girişimler, günümüzde rekabet edebilirlik ve etkin maliyet
arayışındaki firmalar için etkili bir yöntem haline gelmiştir. Ortak
girişimlerle işletmeler; riski dağıtma, yeni ve bilinmeyen pazarlara girme,
teknik bilgi birikimini genişletme olanaklarına sahip olmakta ve başta bakım,
yakıt, yer hizmetleri, ikram, yedek parça ve reservasyon sistemi olmak
üzere ortak hizmet ve mal satın alma yöntemiyle rekabet güçlerini
artırmaktadırlar.
Önceleri sadece pazarlama ve kod paylaşımı konularında ağırlıklı olarak
ticari konularda işbirliği içerisinde olan hava yolu işletmeleri küresel
işbirliği programları günümüzde bakım ve diğer teknik konulardaki ihtiyaçları
için de işbirliklerine büyük önem vermektedir.
Havayolu işletmeleri günümüzde, kendi bünyelerinde bakım onarım
gerçekleştirmektense bu hizmeti daha çok bakım kuruluşlarından satın alma
yöntemiyle temin etme yoluna gitmektedirler. Bu gelişme sonucu
dünya bakım onarım sektöründe bakım kuruluşlarının payı her geçen gün
artmaktadır. Havayolu işletmelerinin bünyesindeki bakım onarım
merkezlerinin sayısı ise azalmaktadır. Hatta yaşanan yoğun rekabet
nedeniyle işletmeler, uçak hat bakım hizmetlerini de bakım kuruluşlarından
satın alarak işletme giderlerini düşürme yolunu seçmektedir. Ayrıca uçak motor
üreticisi firmalar da en geç 2025 yılına kadar işlerinin %75’ini tedarikçilere
devretmeyi planlamaktadır.
Dünya bakım pazarının %36’sınin Türkiye’ye yaklaşık 3,5 saat uçuş
mesafesinde olması, bölgede yaklaşık 5.000 uçağın bulunması ve bu pazarın yılda
15-18 milyar dolar olması nedeniyle ülkemizin uçak bakım, onarım ve yenileme
hizmetleri konusunda bölgesel bir güç olmasının önemini
artırmaktadır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder