7 Şubat 2013 Perşembe

EMNİYET YÖNETİM SİSTEMİ (SMS)



Bilindiği üzere, uluslararası sivil havacılık kuruluşları, hava aracı üreticileri ve ülke sivil havacılık otoritelerinin temel hedefi 0 (sıfır) kazadır. Bunun sağlanmasını teminen; hava aracı üreticilerinin ürettikleri hava araçlarını geçen her gün çok gelişmiş teknolojilerle donattığını, uluslar arası sivil havacılık kuruluşlarının konuya ilişkin uluslar arası standartları belirleyerek ülkelerin bu standartlara uyumu konusunu yakinen takip ettikleri ve ülke sivil havacılık otoritelerinin de bu konuda gerekli olan ulusal yasal altyapı düzenlemelerinin hazırlanması için çok ciddi çalışmalar yaptığı bilinmektedir.

Emniyet Yönetim Sistemi (Safety Management System) –SMS’in çıkış noktası, havacılık dışındaki diğer tehlikeli endüstrilerde yaşanan kazalara dayanmaktadır. Örneğin, Chernobil’den sonra “Organizasyon Kültürü” ve “Emniyet Kültürü” daha da önem kazanmış ve bunlardan daha çok bahsedilmeye başlanmıştır. Kuzey Denizi’ndeki Piper Alpha Petrol Platformu’nun patlamasından sonra İngilitere’de yapılan araştırmanın sonucunda ilk defa tüm petrol şirketlerinde SMS uygulaması zorunluluğu getirilmiştir. Bu şirketlerden biri de Shell olduğu için, onun bir kuruluşu olan Shell Aviation International ilk defa kendi geliştirdikleri model ile (Hazard and Effect Management Process/Bow-tie Model) SMS’i havacılık alanında ilk uygulamaya koyan şirket olmuştur. Bu model, hedef olarak aynı şeyleri amaçlasa da bazı temel kavramların tanımı ile şimdiki ICAO modelinden biraz daha karmaşık gözükmektedir. Örnegin, ICAO tehlike tanımlaması ve risk değerlendirmesinden bahsederken, Bow-tie modelinde tehlike ve onların aktif hale dönüşmesini sağlayan tehdit faktörlerini ayrı olarak değerlendirilip ona göre risk değerlendirmelerini yapmaktadır.

Uluslararası Sivil Havacılık Örgütü (ICAO), SMS sistemini 2000’li yıllarda geliştirmeye başlamış ve bu amaçla Emniyet Yönetim Kitabı’nın (SMM) - ICAO Doküman 9859 ilk baskısını 2006 yılında yayınlamıştır.

Avrupa Havacılık Emniyet Ajansı (EASA) , ABD Havacılık Emniyet Bürosu (FAA-AVS) , Uluslararası Sivil Havacılık Teşkilatı (ICAO) Şubat 2009 tarihinde bir toplantı yaparak SMS konusunda işbirliğinin gerekliliği, SMS’in dünyaya yayılması ve geliştirilmesi konularında görüş birliğine varmışlardır.

SHGM tarafından SMS uygulamalarına ilişkin usul ve esasları düzenlemek amacıyla Ocak 2011 tarihinde yayınlanan SHT-SMS talimatı çercevesinde ticari hava taşıma işletmeleri, pilot eğitim kuruluşları ve hava aracı bakım kuruluşlarının SMS oluşturmaları zorunlu hale getirilmiştir. Sivil havacılık faaliyetlerinde emniyetin en üst seviyeye çıkarılması amacıyla yapılan bu düzenlemeyle havacılık işletmelerinin bünyelerinde oluşturacakları “Emniyet Yönetim Birimleriyle” yeni bir yapılanmaya gidilmesi öngörülmektedir.
Havacılık işletmelerinin de bu doğrultuda emniyet politikalarını ve SMS sorumlularını belirleyerek en geç Temmuz 2011 tarihine kadar SHGM’ye bildirmeleri gerekir. Ayrıca işletmeler uluslararası ve ulusal düzenlemeler ile birlikte işletme ihtiyaçlarına uygun olarak bir kurumsal emniyet politikası hazırlanarak emniyet ile ilgili kurumsal taahhütleri ve bu taahhütleri uygulayabilmek için gerekli organizasyon ve finansman bilgilerini de beyan etmek zorunda olacaklar.

SMS geçmişte olduğu gibi sadece kurallara uyumluluk ve yaşanan kaza-kırım olaylarının araştırılmasından çıkarılan ders olarak değil, bunlara ek olarak çok daha proaktif ve sistematik bir yaklaşımla var olan ve potansiyel tehlikelerin belirlenerek, bunlarla ilgili risk değerlendirmelerinin yapılmasından sonra bu risklerin kabul edilebilir bir düzeye indirilmesi ve o seviyede tutulmasi şeklinde ifade edilebilir. SMS dünya havacılık endüstrisinde gün geçtikçe standart bir uygulama haline gelmeye başlayacaktır.
Bugüne kadarki uygulamalardan da anlaşılacağı üzere havacılık işletmelerinin SMS’e bakış açıları farklı olacaktır. Bazı işletmeler olayı kurumsal emniyet yönetimi “Corporate Safety Management” olarak ciddiyetle değerlendirip şirket yönetiminin vazgeçilmez bir parçası olarak görecek; bazı işletmeler ise birçok konuda olduğu gibi maalesef SHGM’yi tatmin etmek için yasak savma babında ve kağıt üzerinde yapılması gereken bir usul olarak görecektir.

Her işletmenin SMS’i; operasyonun basitliğine veya karmaşıklığına, filonun büyüklüğüne, filoda bulunan uçak tipi, sayısı ve buna benzer bir takım faktörlere göre çok farklılık gösterebilir. SHGM ve uluslararası kuruluşlar tarafından yapılacak kontrol ve denetimlerde SMS uygulamalarına bu gözle bakılacağı anlaşılmaktadır. Yakın bir gelecekte dünyada binlerce SMS geliştirilip uygulanacağı için, IT / software şirketlerinin geliştirdiği ürünler de yoğun olarak kullanılmaya başlanacaktır. Türkiye’nin havacılık konusunda uluslararası arenada boy gösterip hiçbir şeyin gersinde kalmamamayı hedeflediğini ve her türlü rekabete girebileceğini “algılayabilen” işletmelerin üst yönetimi ve SHGM; bilgisayarlardaki harika görüntülü risk değerlendirmelerine aldanmamalı; gerçek ve şuurlu bir kültürel değişimin sağlanmasına ve tehlikelerle karşı karşıya çalışan personelin bu konulara bakış açılarını değiştirerek emniyet kültürünün kurumsallaşarak yaygılaşmasını sağlamalı ve her türlü desteği vermelidir. Çünkü çağdaş havacılık artık böyle yürüyecektir.

Yayınlanan söz konusu mevzuata göre ülkemizde en geç 2012 takvim yılının sonuna kadar tüm havacılık işletmelerinde SMS sisteminin tam olarak uygulamasının zorunlu hale getirilmiş olacağı anlaşılmaktadır. SHGM tarafından, havacılık işletmelerindeki emniyet yöneticilerinin de katılımıyla “Emniyet Gözden Geçirme Kurulu” ve “Emniyet Eylem Grubu” olmak üzere iki ayrı üst komisyon oluşturularak işletmelerdeki SMS uygulamalarının denetimi ve kontrolü sağlanacaktır.

SMS’in dünya sivil havacılık emniyet tarihinde bir dönüm noktası olduğu anlaşılmaktadır. Bu nedenle SMS’in tüm havacılık işletmelerinin en üst seviyede önem vererek eksiksiz olarak uygulanması sağlanmalıdır. Bu uygulamanın emniyet kültüründe bir devrim niteliğinde olduğu ve tüm dünyada tavizsiz uygulanmasının sağlanacağı görülmektedir. Sağlıklı bir SMS oluşturamayan havacılık işletmelerinin başta sigorta, pazarlama vb. sorunlar olmak üzere bir çok sorunla karşı karşıya kalacağı açıktır. SMS ile birlikte havacılık işletmelerindeki tüm ilgili ve yetkililerin emniyet kültürüne bakışlarında yeni bir başlangıç yaparak “emniyete emniyetli bir şekilde” bakmaları gerekir. Yönetim binalarının koridorlarına ve ofislerine hatta dağa taşa “SAFETY FIRST” yazmakla emniyetin sağlanamayacağını hepimiz biliyoruz. Emniyet kavramını çok iyi bildiğimizden eminim. Hatta bu konulara ilişkin sistem oluşturmakta da hiç bir sorunumuz yok. Temel sorun kurulan sistemi işletememe ve çok yakinen tanıdığımız “EMNİYET” kavramına hep “kör” bakmamızdır. SHGM tarafından yayınlanan yönetmelikler, talimatlar, genelgeler ve havacılık işletmeleinin hazırladığı dokümanlar incelenirse yüzlerce konuda komisyonların kurulduğu, yüzlerce konuda toplantıların öngörüldüğü sistemlerin kurulduğu anlaşılacaktır. Ancak kurulan bu sisitemin ya işletilmediği ya da SHGM’ye kağıt üzerinde işliyormuş gibi göstermeye çalışıldığını hepimiz biliyoruz. İşletmelerimizin kurumsallaşmaktan başka bir seçeneklerinin olmadığı gerçeğini biran önce kabullenerek buna göre hertürülü tedbiri almaları kendi manfaatlerinedir. SHGM’de her yeni göreve atanan personelin yanına gidip kısık sesle ve iç çekerek ‘Ahh, ahh ben senden önce bu masada oturana yaptığımı bir anlatsam palavralarını bir kenara bırakıp herkesin işini iyi yapması gerekir. SHGM’de çalışan personelin bu palavralara karnı tok.

Kars’ta Rahmetli amcamın bir arkadaşı sürekli olarak iki oğlu hakkında amcama dert yanardı: ‘Ah İsmet bey ah! Benim büyük oğlan Ahmet’ten çok memnunum hiç beni üzmüyor, yormuyor. Allah onun işini rast getirsin. Çünkü ne anlatsa biliyorum ki hepsi yalan. Ancak küçük oğlan Kasım beni çok üzüyor. Çünkü anlattıklarının hangisi doğru hangisi yalan seçemiyorum sürekli kafamı karıştırıyor. Yoruyor beni”.

Herkes şundan emin olsun ki SHGM’de çalışan arkadaşlarımız herkesi çok iyi tanıyor, her kişi ve her havacılık işletmesi hakkında herkesin tahmin ettiğinden daha çok şey biliyor. Ancak onlar çoğu kez susuyor ve genel olarak dinlemede kalıyorsa bu onların asaletindendir.

HADİ HAYIRLISI;
Çok uzun zamandır benden siyasetin SHGM üzerine etkisi konulu bir yazı yazmam isteniyor. Ancak bu güne kadar yazamadım. Önümüzdeki günlerde bu konuda detaylı bir yazı yazmayı planlıyorum. Bu konuda şimdilik çok kısa olarak şunu söyleyebilirim ki SHGM’de çalışırken en çok eksikliğini hissettiğimiz şey parlamentoda sivil havacılığı bilen hiç milletvekili bulunmamasıydı. Bu nedenle havacılığın ve çalışanların sorunları siyasi otoritenin gündemine taşınamadığı için siyaseten çözülmesi gereken birçok sorun çözülememiştir. Bu nedenle Sivil Havacılık Genel Müdürü Dr. Ali Arıduru’nun Milletvekili aday adayı olmasını çok önemsiyorum. İnşallah milletvekili olur da parlamentoda sivil havacılık temsil edilir ve sorunlar siyasi otoritenin gündemine taşınır. Allah yardımcısı olsun. Yolu açık olsun. Hayırlı uğurlu olsun.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder