7 Şubat 2013 Perşembe

BİZ DON KİŞOT MUYUZ ?


Sivil Havacılık Genel Müdür Eski Yardımcısı Oktay Erdağı’yı konuk eden ‘Sorun Cevaplasın’ merak edilen tüm konulara açıklık getirdi.

Hakkındaki iddiaları her yönüyle yanıtlayan ve Türk Sivil Havacılığı’nı değerlendiren Erdağı, şöyle konuştu; “Havacılıkta 32 yılımı doldurdum. 1 Ocak 2008 tarihi itibariyle emekli oldum. Türk Sivil Havacılığı zaman zaman zor dönemler geçirmiştir. Hatta bir çok kriz yaşadığı için iflaslar da görmüştür. Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü 5431 sayılı kanun öncesinde bağımsız değildi, Bakanlık adına görev yapıyordu. Kanun sonrasında SHGM mali anlamda özerklik kazandı. Bu nedenle kanun eleştirildi. Açık konuşmak gerekirse bu kanun bizim içimize de sinmedi” dedi.
GÖREVDEYKEN SİVİL HAVACILIĞA NASIL BAKIYORDU?

Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü diyor ki; "Kurallar belli, bu işi yapacaksan kurallara uyacaksın." Bu nedenle bazı sıkıntılar da yaşanıyordu. Türkiye için 2001 yılı havacılık açısından bir milattır. JAA’e üye olunmuştur ve CAA kurallarının temel mantığı Post Holder kavramıdır. Buna bağlı olarak havayolu şirketleri kendi iç denetim şemasını oluşturacak ve SHGM de bu denetimleri ve işleyişi kontrol edecekti.
Duruma farklı bir açıdan bakacak olursak, şu anda Türkiye ve İngiltere dışında hiçbir ülke otoritesi uçuşa elverişlilik sertifikası vermiyor. Aslında bu işi kalite müdürlüğünün yapıp S SHGM’nin bunu denetlemesi gerekiyor. Ama Türkiye’de ne yazık ki Sivil Havacılığa çok baskı yapılıyor. Eğer bu baskı ortadan kaldırılmazsa Sivil Havacılığın başarılı olmasına engel oluruz.

Şirketlerdeki denetimlere değinen Erdağı; “Bir şirket çok fazla denetleniyorsa bu şirketin eksikleri fazladır. Bizim denetmen arkadaşlarımız denetim yapacağı şirkete gittikleri zaman önce yöneticileriyle toplantı yaparlar. Daha sonra denetime geçerler.

TEHDİT ALDI MI?

Tehditler aldık. Kim olduğunu söyleyemem. Siyasi baskı kuranlar bile oldu. Örneğin; herhangi bir iş doğrudan değil de siyasi ellerden geçip geliyorsa bu işin SHGM’de gerçekleşmeyeceğini gönderen de biliyor. Tehdit olayına tekrar gelecek olursak, başarılı olanlar da oldu. 3 ay sürgün yedim. Ama tehditlere rağmen yasal olmayan hiç bir şeyin altına imza atmadım. 32 yılda 33 bakanla çalıştım ve şimdiki Bakanımız Sayın Binali Yıldırım ile çok uyumlu çalıştık. 32 yıl boyunca sektöre hizmet edince emekliliğin hakkımız olduğunu düşündük. Çalıştığımız süre boyunca o kadar yoğunduk ki, depresyon geçirmeye bile vaktimiz yoktu. Kardeşimi kaybettim ama onun bile acısını yaşayamadım. Kimse beni anlamadı. Ateş düştüğü yeri yaktı.

Havacılık dışında bir iş bilmediğini belirten Erdağı; “Emekli olduktan sonra sıkıldım. Özel sektöre girdim. Nerede çalışacağımı bilmiyordum. Ama kısmet, durum bunu gerektirdi. Bu sektör öyle bir sektör ki cefa çekenler de var, sefa sürenler de. Ben ummadığım insanlardan büyük destek aldım. Bu sektörde var olabilmek için staj yapmak ve işi öğrenmek şart.Devlet Hava Meydanları’ndan ve THY’den emekli olanlar hala sektörün içinde. Çünkü bu sektörü bırakmak çok zor” diye konuştu.

ISPARTA KAZASI

Isparta kazasını ve sonrasında yaşananları anlatan Erdağı, “Dünyada 285 uçak kazası olmuş. Bunların 13’ü Türkiye’de yaşandı. Açıklanan raporlar bu kazaların yüzde 71’nin pilotaj hatasından kaynaklandığını gösteriyor. Isparta kazası dünyadaki ilk kaza değil. Kazalar üzerine kaza-kırım ekipleri vardır ve bunlar Sivil Havacılığın bir parçasıdır” diye konuşurken, hakkındaki iddiaları da şöyle yanıtladı; “Biz bu uçak hakkında 60 adet eksik bulgu tespit ettik. Daha sonra şirket bu bulguların 42’sini kapattığını söyledi. Arkadaşlarımızı tekrar kontrole gönderdik. Ama öyle bir iddia ortaya atıldı ki 6 uzman arkadaşımız bu uçağın uçmasının yasaklanmasını rapor ettiği ve benim de bu raporu sümenaltı yaptığım söylendi. Bunu söylerken neye dayanarak söylüyorlar. Böyle bir şey kesinlikle söz konusu bile olamaz. Ama böyle bir haber belgesiz olabilir mi, bunlar belgesiz bir şekilde haksız iftira atıyorlar. Çamur atıyorlar. Ama bize çamur yapışmaz. Öyle bulgular vardır ki, 60 tane bulgu olsa şirkete süre verirsiniz, ama 1 tane bulgu vardır uçuşunu durdurursunuz. Çünkü 60 bulgu uçuşuna engel değildir”

NEDEN İFTİRA ATILDI?

Isparta kazasında 5 bilim adamımız öldü. Benim bizzat yaptığım görüşmelerde, bilim adamlarına duyulan hassasiyet nedeniyle bu haberlerin yapıldığı söylendi. Tamamen hassasiyet duygusuyla yapılmış haberler. Peki, çığ düştü 10 bilim adamı öldü, bazı bilim adamlarının kafasına basılarak göz altına alındı. O hassas davrananlar nerede. Bunlar olurken yemek tarifi veren programlar yaptılar. Hani sizin hassasiyetiniz. Bu, 30 kiloluk bir adamı boksörün dövmesine benziyor. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder