Havaalanlarındaki hizmetler biribirini tamamlayan
hizmetler zincirinden oluşmaktadır. Hizmetin kalitesi de zincirin en zayıf
halkası kadardır. Zincirin halkalarından herhangi birinin zayıflaması durumunda
diğer halkaların gücünün hiç bir önemi kalmaz. Zincirin herhangi bir halkasının
zayıf olması veya kopması can ve mal emniyeti, uçuş emniyetini doğrudan
ilgilendirdiği gibi Allah korusun telafisi mümkün olmayan felaketlere de neden
olabilir.
Havacılıktaki istenmeyen emniyetsizlik olayları tabii
ki her gün veya her saat olan olaylar değildir. Bu tür olaylar çok zayıf bir
ihtimalle hatta milyonda bir ihtimalle çok nadir olarak yaşanan ancak
yaşanmaması gereken olaylardır. Bu nedenle havacılıkta bazı hizmetlerin ya da
bazı fonksiyonların çok iyi çalışması yeterli değildir. Tüm hizmetlerin
profesyonelliği sistemin emniyeti ve güveni için zorunludur.
Bazı hizmetler vardır ki, ihtiyaç duyulmadıkça varlığının farkında bile olmayız. Tıpkı Hava Alanı Kurtarma Ve Yangın Söndürme- ARFF ( Airport Rescue And Fire Fighting) hizmetleri gibi... Belki de çoğunuz ilk kez bu sözcüğü duyuyorsunuz.
Bazı hizmetler vardır ki, ihtiyaç duyulmadıkça varlığının farkında bile olmayız. Tıpkı Hava Alanı Kurtarma Ve Yangın Söndürme- ARFF ( Airport Rescue And Fire Fighting) hizmetleri gibi... Belki de çoğunuz ilk kez bu sözcüğü duyuyorsunuz.
ARFF hizmetlerinde çalışan arkadaşların uzun zamandır
başta Airporthaber olmak üzere çeşitli platformlarda haberlerin altına yorumlar
yazarak sorunlarını dile getirmeye çalıştıklarını ben de bir süredir izliyorum.
Onların verdiği hizmetleri yakinen bilen birisi olarak bu yazıyı yazmaya
karar verdim.
SHGM’de Hava Etüd Plan Daire Başkanı (HEP)
olarak görev yaptığım süre içerisinde sivil trafiğe açık tüm havaalanlarında
yaptığımız denetimlerde ARFF hizmetlerinin en üst seviyede ve uluslararası
standarlara uygun olarak yapıldığını yerinde tespit etmiştik. Uluslararası
kurallar gereğince havaalanının sınırları içerisinde, itfaiye binasına en uzak
noktaya en geç 2 dakika içerisinde müdahale edilmesi gerekir. Denetim
yaptığımız tüm hava alanlarında yapılan tatbikatlarda itfaiyenin 2 dakikanın
çok altında bir sürede müdahale ettiğini tespit edip görev sonu
raporlarına da bunu yazmıştık. Denetimlerde ARFF hizmetlerinde çalışan
arkadaşların başta kadro sorunları olmak üzere ciddi sorunlarının olduğunu
tespit edip bunları da raporlarımıza yazdığımızı çok iyi hatırlıyorum. Ancak
aradan geçen çok uzun süreye rağmen bu sorunların çözülemediği anlaşılmaktadır.
DHMİ tarafından 04.06.2003 tarihinde yayınlanan “Uçak
Kaza Kırım Kurtarma Ve Yangınla Mücadele Yönergesi” ile havalimanı ve
meydanlarımızda meydana gelebilecek; uçak kaza kırım ve yangınlarına, bina ve
tesislerimizde çıkabilecek yangınlara zamanında ve uygun müdahalede bulunarak
kurtarma ve söndürme faaliyetlerini yürütmek, milli serveti koruyarak maddi ve
manevi kayıpları önlemek veya asgari seviyeye indirmek ve yangından korunma
konusunda alınacak tedbirler ile yapılacak işleri belirlemek için yasal alt
yapı oluşturulmuştur.
ARFF’lerin görev kapsamları çok geniştir. Bugün sivil
trafiğe açık havaalanlarında, 24 saat görev yapmakta olan bu arkadaşların görev
alanları ve detayları ICAO Annexlerinde ve ilgili dökümanlarda çok detaylı
olarak belirlenmiştir. Havaalanlarının yangınla mücadele kategorilerine ve
belirlenen yangınla mücadele standartlarına uygun olarak tanımlanan görev
kapsamına giren ana hizmet alanlarını şöyle özetleyebiliriz:
•Kurtarma ve yangınla mücadele
hizmetleri ile ilgili ICAO dokümanlarını ve diğer teknik yayınları takip etmek,
•Kurtarma ve yangınla mücadele ünitelerindeki tüm araçların periyodik bakım onarımını yapmak,
•Pistten çıkan uçakların gerekli ekipmanlarla trafiğe kazandırılmasını sağlamak, uçaklarda can ve mal güvenliğinin sağlanmasına yardımcı olmak,
•Radyoaktif maddelere müdahale etmek,
•Uçakların iniş takımları açılmadığı zaman pistte gerekli önlemleri alarak köpükleme yapmak,
•Hava alanı içinde ve yakın çevresinde meydana gelen uçak kazalarında kurtarma çalışmalarını yapmak,
•Hava alanı dışında meydana gelen uçak kazalarına gereğinde destek vermek, herhangi bir arıza veya uçuş güvensizliği nedeniyle acil durum bildirip, mecburi iniş talebinde bulunan uçaklara kurtarma hizmeti vermek,
•Bilgi vermeden ve izin almadan inişe geçen uçaklar için önlem almak,
•Yasadışı eylemlere maruz kalmış uçaklar için gerekli prosedürleri uygulamak,
•Şüpheli paketler, bomba ihbar ve tehditlerine karşı gerekli önlemleri almak,
•Doğal afetler ve yangınlarda her türlü kurtarma, söndürme faaliyetini yerine getirmek, ani ölüm ve kriz, bulaşıcı hastalık, toplu zehirlenme gibi sağlıkla ilgili durumlarda verilen görevleri yerine getirmek,
•Uçakların yakıt ikmali sırasında hazır bulunmak
•Kurtarma ve yangınla mücadele ünitelerindeki tüm araçların periyodik bakım onarımını yapmak,
•Pistten çıkan uçakların gerekli ekipmanlarla trafiğe kazandırılmasını sağlamak, uçaklarda can ve mal güvenliğinin sağlanmasına yardımcı olmak,
•Radyoaktif maddelere müdahale etmek,
•Uçakların iniş takımları açılmadığı zaman pistte gerekli önlemleri alarak köpükleme yapmak,
•Hava alanı içinde ve yakın çevresinde meydana gelen uçak kazalarında kurtarma çalışmalarını yapmak,
•Hava alanı dışında meydana gelen uçak kazalarına gereğinde destek vermek, herhangi bir arıza veya uçuş güvensizliği nedeniyle acil durum bildirip, mecburi iniş talebinde bulunan uçaklara kurtarma hizmeti vermek,
•Bilgi vermeden ve izin almadan inişe geçen uçaklar için önlem almak,
•Yasadışı eylemlere maruz kalmış uçaklar için gerekli prosedürleri uygulamak,
•Şüpheli paketler, bomba ihbar ve tehditlerine karşı gerekli önlemleri almak,
•Doğal afetler ve yangınlarda her türlü kurtarma, söndürme faaliyetini yerine getirmek, ani ölüm ve kriz, bulaşıcı hastalık, toplu zehirlenme gibi sağlıkla ilgili durumlarda verilen görevleri yerine getirmek,
•Uçakların yakıt ikmali sırasında hazır bulunmak
Görüldüğü gibi üstlendikleri misyon uçuş emniyetinin
en temel görevleridir. Temel sorumlulukları olan can ve mal emniyetinin
sağlanması görevini, hangi koşullarda olursa olsun yerine getirmek zorundalar.
Dolayısıyla ihtiyaç duyulduğu zaman bu görevi aksaksız icra edebilmeleri için
fiziki ve ruhsal olarak her an hazır durumda bulunmaları gerekiyor. İnsani ve
sosyal tarafı ağır basan, fedakârlık ve feragat isteyen bu tür hizmetlerde
görev yapanların motivasyonları çok yüksek düzeyde tutulmalıdır. Bireylerin
çalışma ortamından neler beklediği ve çalışanları neyin daha fazla işe motive
ettiği ve hangi çalışma koşullarının tatmin edici olmadığı ve işe karşı
isteksizlik meydana getirdiğini göz ardı etmemek çağdaş yönetimleri başarıya
götüren temel faktörlerdendir. İdarenin yönetimi ve politikaları, ücret, iş
ilişkileri ve iş koşulları, bunlar arasında yer alır. Her iki faktör de
toplumsal yönü ağır basan işlerde özellikle önem arz eder.
ARFF hizmetlerinde çalışan arkadaşların
fonksiyonel bir hizmet yapıyor olmalarına rağmen hala yardımcı hizmetler
sınıfında sayılmaları ve sık sık başka görevlerde görevlendirilmeleri bunlara
en büyük haksızlıktır. Yukarıda da bahsettiğim gibi günün 24 saati görev yapmak
zorunda olan bu arkadaşlarımızın hizmetlerine tabiki çok düşük bir ihtimalle ve
belki de hiç beklenmedik bir anda ihtiyaç duyulmaktadır. Temel sorun, ihtiyaç
duyulduğu anda bu hizmet verilemiyorsa veya uluslararası standartlarda
verilemiyorsa bunun bedeli çok ağır olabilir. Geçmişte bu arkadaşların
unvanlarında bazı değişiklikler yapıldı. Ancak statüleri değişmedi. Oysa ki
başta ABD, Almanya, İngiltere, Avusturya, İspanya, Yunanistan ve Bulgaristan
olmak üzere ARFF hizmetleri saygın meslekler arasında yer almaktadır.
Eğitim seviyesi son dönemlerde iyice yükselen İtfaiyecilik
ve ARFF memurluğu hizmetlerinin teknik, aynı zamanda kritik bir görev olduğu ve
teknik hizmetler sınıfında yer alması gerektiğini düşünüyorum. Ayrıca bu
arkadaşlarımızın teknik görev maaşı ve tazminatı alabilmeleri için gerekli
düzenlemelerin yapılmasında da fayda var. DHMİ’nin tazminat adı altında bazı
personele yaptığı ödemelerin personel arasında ayrımcılığa ve hatta
husumete varan sorunlara neden olduğu açıkça anlaşılmaktadır. Bu nedenle bu
sorunun ivedi olarak çözüme kavuşturularak hakkaniyet ilkesi çerçevesinde başta
ARFF memurları olmak üzere tüm teknik ve kritik personelin maaşlarının adil
ölçüler içerisinde iyileştirilmesinin sağlanması zorunlu hale gelmiştir. Allah
bu mesleğin öneminin ortaya çıkmasına vesile olacak tüm afetlerden havacılığımızı
korusun.
Türk sivil havacılığının son yıllarda uluslararası
standartların çok üzerinde büyüdüğünü ve ülke turizmine ve ekonomisine büyük
katkı sağladığı konusunda ülke genelinde görüş birliği oluşmuştur. Ben bunu bir
adım daha ileri götürerek havacılık sektöründeki bu gelişimin, mevcut siyasi
iktidarın ikinci kez seçimi tekrar kazanmasına ve Ulaştırma Bakanımız Sayın
Binali Yıldırım’ın ikinci kez tekrar bakan olmasına da çok önemli oranda katkı
sağladığını iddia ediyorum. Bunun tersini idda edenler de olabilir. Bu
nedenledir ki bu gelişmeden tüm havacılık sektöründe çalışanların da hakkını
alması gerekir diye düşünüyorum.
Bu vesileyle ARFF hizmetlerinde çalışan tüm
arkadaşlarımızın 05/06 Mart Tarihlerinde kutlanacak olan ARFF memurları gününü
en iyi dileklerimle kutluyorum.
DİP NOT: Önümüzdeki hafta, bu satırlarda çok
önemli bir konuya değineceğim. Piyasadan çekilmek zorunda kalan havayolu
işletmelerinin, uçaklarının dokümanlarının (Bakım Kayıtları vb) çalışanları
tarafından Amerikan yapımı ajan filimlerindeki maceraları aratmayacak bir
serüvenle nasıl çalınıp daha sonra “batan geminin malları bunlar” diye
lesörlere pazarlandığının ibretlik hikayesini aktaracağım. Haftaya
bu çok önemli yazıyı mutlaka okumanızı öneriyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder